Mescidi Nebevi'de yatsı namazını bekliyordum.

February 22, 2025

Bir sene Hac'a gitmiştim. Akşam Mescidi Nebevi'de yatsı namazını bekliyordum. Bir ara bende ani bir cezbe hâli ortaya çıktı. Halime şaşarak, sebebini merak ettim. Bu hal üzere, etrafa göz gezdirmeye, çevremde ehlullahtan birisi var mı, yok mu, diye aramaya başladım. Görünürde dikkatimi çeken biri yoktu. Bir ara geriye baktım. O anda, sarıklı, nürani yüzlü bir zat ile göz göze geldim. Heybetine kapılarak hemen ellerine sarılıp öptüm. Aramızda şu konuşma geçti:

- Efendim, sorabilir miyim, hangi memlekettensiniz?

- Türkiye.

- Türkiye'nin neresindensiniz?

- Siz Seyyid Abdulhakim el-Hüseyni hazretleri değil misiniz?

Evet.

- Sizi çoktandır ziyaret etmek isterdim. Bir türlü nasib olmadı.

- İnşaallah geleceksin! İnşaallah geleceksin! İnşaallah geleceksin!

Üç kez böyle söyledikten sonra yine benimle konuşmaya devam ettiler.

- Sen nerelisin? - Filân yerliyim. - Sen Ali'sin değil mi?

Bu konuşmanın arkasından yatsı namazını kıldık. Camiden çıkarken O'nu göremedim. Ertesi gün Bitlis'ten gelen hacıları aradım. Siyah sakallı birisine rastladım ve kendisine:

- Sen Şeyh Abdülhakim'i tanıyor musun? diye sordum. O hacı bana:

- Evet, dedi. Pekâlâ şeyh hazretleri bu yıl hacca geldiler mi?

- Hayır, ama o gelse de gelmese de, buralarda görülebilir.

Hacc'a gideceğim zaman, önce Gavs'ı (kuddise sırruhu) ziyaret edip, hayır dua ve tavsiyelerini almak için yanına gittim. Bana dedi:

- Sofi, Şah-ı Hazne'ye rabıta yap, rabıtayı bırakma.

- Mübarek beldeye varıp tavafa başladım. Tavaf esnasında bir an baktım, Gavs hazretleri benim önümde tavaf ediyor. Birden haykırdım:

"Bakın Gavs burada,o da tavaf ediyor." Etrafdakiler ise görmediklerini söylediler.

Ben ise tavafda iki defa daha gördüm, ancak tavaftan sonra göremedim. Ayrıca Ravza'da da gördüm.

Şahit olduğum bu hadiseyi, geldiğim zaman Gavs'a anlattım. Kendileri sakin sakin dinleyip dedi: Şah-ı Hazne'nin böyle durumları olurdu.