Dünya ve ahirette olan her şeyin hatırı için yaratıldığı Peygamber (s.a.v.) her an için taat ve ibadette bulunurdu. Peygamber (s.a.v) o kadar büyük halk edilmişidir ki, O'nun şefaati olmazsa kıyamet günü hiç bir peygamber bile cennete giremez.
GAVS-I BİLVANİSİ
S. Abdülhakim el-Hüseyni
Şeceri şerif
GAVS SEYYİD ABDULHAKİM el HÜSEYNİ k.S.
Muhammed el-Bilvânisi'nin [kuddise sırruhû] oğlu Şeyh Seyyid Abdülhakim [kuddise sırruhu] hicrî 1320 (1902) yılında Bitlis'e bağlı Kermate köyünde doğmuştur.
Sevgili Peygamberimiz'in [sallallahu aleyhi vesellem]torunlarından olduğu için kendisine "Seyyid", Bilvânis köyünde yaşadığı içinde "Bilvânisî",  soyu Peygamberimiz'in torunu Hz. Hüseyin'e [radıyallahuanh] dayandığı için de "Hüseynî" deniliyordu.
ŞECERE-İ ŞERİF

1. Hz. Hüseyin
2. Seyyid İmam Ali
3. Seyyid Şerafeddin
4. Seyyid Muhammed El-Mağfur Ebû Firâs
5. Seyyid M â ceddin
6. Seyyid Ebû Firâs
7. Seyyid Taceddin
8. Seyyid Muhammed
9. Seyyid Fellâh
10. Seyyid Ebû Firâs
11. Seyyid Kemaleddin
12. Seyyid Kasım
13. Seyyid Cafer
14. Seyyid Idris
15. Seyyid Kasım
16. Seyyid Taceddin
17. Seyyid Ali
18. Seyyid Mahmud
19. Seyyid Hasan
20. Seyyid Halil
21. Seyyid Ali
22. Seyyid Said Ebü'l-Hayr
23.Seyyid Hâce Ebû Tahir
24. Şeyh Seyyid Ka'l
25. Seyyid Tahir
26. Seyyid Ma'ruf
27. Seyyid Muhammed
28. Seyyid Abdülhakim el-Hüseyni

Medine-i Münevvere
BABASI

 
Şeyh Seyyid Abdülhakim Hüseynî'nin [kuddise sırruhu] neseb-i âlisi, şeref-i siyadet le mâruf olan sülale-i tâhiredendir. Kendileri eben anced ve dahi ümmi muhteremesi cihetinden Hüseyniyyü'n-neseb ve âle'l-hasebdir. İndimizde muhafaza edilen kendilerinin ecdadının isimlerinin dercedilmiş olduğu Devlet-i Âl-i Osmâniyye devrine ait nakibüleşraflığa ait bir şecerede Sultan Abdülhamid Hanı Sânî hazretlerinin tasdik mahiyetinde mühr-i şerifi bulunmaktadır. Peder-i muhteremi Şeyh Seyyid Muhammed hazretleri, çok dirayetli ve dahi fevkalâde mütevazi ve mahfiyet sahibi bir âlimdi. Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretlerinin hulefasındandı. Harb-i Umûmi-i Evvel'de Devlet-i Âl-i Osmâniyye tarafından ilan edilen fariza-i cihada mürşidi Şeyh Muhammed Diyâüddin ile birlikte iştirak etmişti. Bu muharebeye o dönemler babasının mürşidi Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretlerinin medresesinde talebe olan Şeyh Seyyid Abdülhakim Hüseynî hazretleri de [kuddise sırruhû] iştirak etmiştir.

Bitlis / Baykan / Siyanüs Köyü
talebelİk yılları

Babası Seyyid Muhammed'den Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenen Gavs (K.S.) daha sonra Hazret (Şeyh Muhammed Diyaüddin) (K.S.)'in Siyanüs köyündeki medresesinde islâmî ilimleri tahsile başlayarak orada üç sene okur. Sonra Hazret (K.S.) ile beraber Nurşin'e gider ve orada yedi sene ilim öğrenmeye devam eder. Nurşin'den Şeyh Fethullah (K.S.) 'in Verkânis köyüne giderek iki sene de orada ilim tahsil eder. Sonra üç sene de Arbo köyünde okur ve oradan Suriye'ye giderek Hazne'de tahsiline devam eder. Zahiri ilmini de orada tamamlar.
İlim tahsil ettiği şeriat âlimleri şunlardır:  

  • Molla Muhammed Emin (Molla-i Mazin)
  • Şeyh Muhammed Arbovi
  • Molla Zahir
  • Muhammed Selimi Hizâni
  • Ahmed'ul Haznevî.
Siirt / Baykan / Bilvanis ( Ormanpınar ) Köyü
YOLU

 
İlim tahsil ederken şöyle güzel bir olay olmuş. Bir gün Hazret (Şeyh Muhammed Diyauddin) [kuddise sırruhû] bir kış günü camiye gitmiş, Gavs hazretleri de peşinden gitmiş. Gavs hazretleri, karda giderken, Hazret'in daha önce bastığı izlerine basarak camiye gitmiş. İçinden de, "İnşallah ben Hazret'in izinden gideceğim, dünyada izinden gideyim, belki Allah Teâlâ âhirette de izinden ayırmaz bizi" diye düşünmüş. Bu şekilde Hazret'le Gavs hazretleri camiye girip camide sünnetlerini kılmışlar. O arada caminin hocası da gelmiş. Camide iki kişi görünce şaşırmış ve Hazret'e, "Kurban, siz içeride iki kişisiniz, dışarıda ise bir ayak izi var, bu nasıl oluyor?" diye sormuş, Hazret de, "Evet, biz iki insanız, ama yolumuz birdir" buyurmuş. Görüldüğü gibi bu büyük insanlar daha küçük iken yollarını tam seçmişler, gidecekleri izi iyi belirlemişler ve o yolda gitmeye gayret etmişler. Sonra Gavs Abdülhakim hazretleri, Hazret'in ailesi içinde bir ferd gibi olmuş, Hazret'e âşık olmuş, öyle ki, onun sohbetleri için okumayı terketmeyi bile düşünmüş, fakat izin verilmemiş.

Şeyh Muhammed Diyaüddin Hz. K.S.
Mürşİdlerİ

Menzil Tekkesi'nin bânisi olan Şeyh Seyyid Abdülhakim Hüseynî hazretleri [kuddise sırruhû], rüsuhiyetli bir âlim-i muhakkik ve şeyh-i kâmil olması ile beraber mezkûr cihetiyle de vatan müdafaası sathında mücadele ve mücâhedede bulunmuş bir gazi-i namdardır. Babası ile beraber müntesibi oldukları Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretlerinin [kuddise sırruhû] devrinde, mübarek babasının vefat etmesi üzerine, babasının mürşidi Şeyh Muhammed Diyauddin hazretlerinin sâye-i himmeti altında seyrüsülükünü ikmale devam etmiştir.  Daha sonraları ailesinin ve kendisinin bendegânı oldukları Norşin tekke-i âlisinin pîr-i sânîsi Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretlerinin de vefat etmesi üzerine, bir zuhuratta Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretleri canibinden müşahede ettikleri bir işaret-i maneviyye ile Şeyh Muhammed Diyâüddin hazretlerinin kıdemli halifesi Şah-ı Hazne'ye [kuddise sırruhû] intisab etmişlerdir.

Şeyh Ahmed el Haznevi K.S.
 ( Şahı Hazne )
mürİdlİĞİ

 
Gavs Hz.(k.s.), Şah-ı Hazne (k.s.) 'ye intisab ettikten sonra  çok büyük sıkıntılara katlanarak 14 yıl boyunca Hazne'ye gitti geldi. Eşkıya tehlikesi olduğu için geceleri yolculuk ediyordu. Günlerce aç susuz yürüyor, ayakkabıları aşınıyor; ayakları batan dikenlerden, taşlardan kan revan içinde kalıyordu. Sınırı geçmek ayrı bir dertti. Bütün bunlara rağmen şöyle düşünüyordu: "Evet, bu yol çok tehlikeli. Her an ölebilir veya öldürülebilirim. Fakat vazgeçersem şeytan imanımı çalabilir. Öyleyse imanımı muhafaza için varsın canım feda olsun!".

15 Temmuz Şehitliği
taRİKAT SİLSİLESİ

Hz. Muhammed Mustafa [s.a.v]
Hz. Ebû Bekir-i Sıddîk [r.a]
Hz. Selmân-ı Fârisî [r.a]
Kasım b. Muhammed [r.a]
İmam Cafer-i Sâdık [r.a]
Bâyezid-i Bistâmî [k.s]
Ebü'l-Hasan Harakânî [k.s]
Ebû Ali Fârmedî [k.s]
Hâce Yusuf-i Hemedânî [k.s]
Hâce Abdülhâlik-ı Gucdüvânî [k.s]  
Hâce Ârif-i Rîvgerî [k.s]
Hâce Mahmud-1 İncîrfağnevî [k.s]
Hâce Ali Râmîtenî [k.s]
Muhammed Baba Semmâsî [k.s]
Seyyid Emîr Külâl [k.s]
Şah-ı Nakşibend [k.s]
Hâce Alâeddin Attâr [k.s]
Hâce Yakub-i Çerhî [k.s]
Hâce Ubeydullah Ahrâr [k.s]
Hâce Muhammed Zâhid [k.s]
Derviş Muhammed [k.s]
Hâce Muhammed İmkenegî [k.s]
Muhammed Bâkî-Billâh [k.s]
İmâm-ı Rabbânî [k.s]
Muhammed Ma'sûm [k.s]
Hâce Muhammed Seyfeddin [k.s]
Muhammed Nur Bedâûnî [k.s]
Mirza Mazhar Cân-ı Cânân [k.s]  
Şeyh Abdullah Dehlevî [k.s]  
Mevlânâ Halid-i Bağdâdî [k.s]  
Seyyid Abdullah-ı Şemdinî [k.s]  
Şeyh Seyyid Tâhâ-yi Hakkârî [k.s]  
Seyyid Sıbgatullah Arvâsî(Gavs-ı Hizani)[k.s]  
Hazreti Şeyh Abdurrahman-ı Tâhî [k.s]
Şeyh Fethullah Verkânisî [k.s]
Şeyh Muhammed Diyâüddin [k.s]
Şeyh Ahmed Haznevî [k.s]
Gavs Seyyid Abdülhakim el-Hüseynî [k.s]

Ravza-i Mutahhara
İRŞAD yerlerİ

Gavs Abdülhakîm el Hüseyni (k.s.), 1939 yılında şeyhi Ahmed Haznevî’den hilafet aldıktan sonra önceleri Bilvânis köyünde ikamet ederek irşad hizmetleri yürütmüştür. Bilâhere 1950 yılında Bitlis’e bağlı Kasrik (Narlıdere) köyüne taşınmıştır. 1963 yılında ise Batman’a bağlı Kozluk ilçesinin Gadire (Karaoğlak) köyüne ve nihayet 1970 yılında Adıyaman iline bağlı Kahta ilçesinin Menzil köyüne taşınarak vefatına kadar (ö. 1972) irşad faaliyetlerini burada sürdürmüştür.

Bitlis / Kasrik ( Narlıdere ) Köyü
METHİYESİ

سُلْطَانِ الْجَاذِبِينَ نُورِهِدَايَةِ الْوَاصِلِينَ قُطبالْفَرْدِ لِلْعَالَمِينَ نَاشِرِ مَسْلَكِ الْأَحْمَدِيَّةِفزع الشَّجَرَةِ الْمُحَمَّدِيَّةِ بِيرِ الطَّرِيقَةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ صَاحِبِ السَّجِيَّةِ الْمَحْمُودِيَّةِ الساقي مِنْ حِيَاضِ الْبَهَائِيَّةِ نَاصِبِا لْأَعْلَامِ الدِّينِيَّةِ مُحْيِي أَثَارِ كُبَّارِ السَّلَفِوَالتَّابِعِينَ مَطْلَعِ الْهِمَمِ بِالْيَقِينِ مَنْهَجا لسَّعَادَةِ لِلْمُصَدِّقِينَشَيْخِنَا الْكَامِلَ الْمُكَمِّلا لْأُوَيْسِي الْبِلْوَانِسِي
 مَوْلَانَا حَضْرَةِ الشَّيْخِ السَّيِّدِ عَبْدِ الْحَكِيمِ الْحُسَيْنِيَ
(قَدَّسَ اللَّهُ أَسْرَارَهُمْ)

Cezbe sahiplerinin Sultanı, vuslata ermek isteyen müridlerin hidayet yolunu aydınlatan, âlemlerin tek kutbu,  İslâm dinini yayan, Hz. Hüseyin [radıyallahu anh] yoluyla Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem] soyundan gelen, Nakşibendiyye tarikatının pîri, Resûl-i Ekrem'in [sallallahu aleyhi vesellem] ahlâkı üzere olan, Nakşibendiyye yolunun rabbânî bereket ve feyizlerini müridlerin kalbine aktaran, dinin emir ve yasaklarını insanlara ulaştırarak dini önemsemelerini sağlayan, selef ve tâbiîn büyüklerinin yolunu ihya eden, müridlerin Hak Teâlâ'ya karşı kesin teveccühlerinin kaynağı olan, tasdik edenler için saadet yolu, kâmil ve mükemmil, üveysî,  Bilvanisli şeyhimiz, efendimiz Hz. Şeyh Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî   [kuddise sırruhû].

Gavsı Kasrevi, Şeyh Seyyid Abdulhakim El Hüseyni K.S.
HALİFELERİ

Seyyid Abdülhakîm el-Hüseyni Hz.'nin ilk halifesi Şeyh Ali Arınç'tır; Siirt'in Arınç köyünde halkın irşadıyla meşgul olmuştur Seyyid Abdülhakîm el- Hüseynî'nin en büyük oğlu Şeyh Muhammed Nuranî'ye de hilâfet vermiştir. İkinci halifesi, Şeyh Abdussamet'tir. Son dönemlerinde  Medine-i Münevvere'de irşad yapmış, 2013 yılında vefat etmiştir. Üçüncü halifesi, oğlu Sultan Seyyid Muhammed Raşid'dir. Şeyh Muhammed Râşid, babasının vefatından sonra (1972), 1993 yılına kadar, yirmi bir yıl Menzil'deki irşad vazifesini üstlenmiş, 22 Ekim 1993 Cuma günü saat 10.00'da ebedi saadetine kavuşmuştur. Dördüncü halifesi, Şeyh Muhammed Diyâuddîn'nin torunu, Şeyh Lütfi'dir. Bitlis'in Nurşin ilçesinde ikamet etmekte iken 2003 yılında vefat etmiştir. Beşinci halifesi ise, Seyda Molla Vahdettin'dir. Batman'ın Kozluk ilçesinin ikamet etti, 2016 yılında vefat etmiştir. Altıncı halifesi Şeyh Nasır Nurşini'dir.

Sultan Şeyh Muhammed Raşid K.S.
EVLATLARI

Şeyh Seyyid Muhammed (Nurani) el Hüseyni k.s.
Şeyh Seyyid Muhammed Raşid el Hüseyni k.s.
Gavsı Sani Seyyid Abdulbaki el Hüseyni k.s.
Seyyid Ahmed el Hüseyni
Seyyid Abdulhalim el Hüseyni
Seyyid Muhyiddin el Hüseyni
Seyyid Enver el Hüseyni

Gavsı Sani Şeyh Seyyid Abdulbaki El Hüseyni K.S.

GAVSI KASREVİ HZ. HAYATI

Gavsı Bilvanisi Hz. k.s.a. Hayatı 1

Gavsı Bilvanisi Hz. k.s.a. Hayatı 2

Gavs Hz.'nin Babasının İlim Hayatı

Babası, Nakşibendi Halifesiydi

Babasının, Gavs Hz.nin Doğumunda Duası

Bu Nimet, Bu Kapıya Böyle Geldi.