Hiç bilmediğimiz bir dille bağırmaya başladılar

November 17, 2024

"Bir gün Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî sofilere davet verdi. Sofiler yemeklerini yedi. Sofralar toplandı. O sırada Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî içeride bizlere 'Yemek yemeyen kaldı mı?' diye sordu. 'Yok kurban, herkes yedi.' dedik. Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî ,'Hele bir daha sorun. Ola ki yemeyen vardır.' dedi. Bunun üzerine 'Yemek yemeyen var mı?' diye bir daha sorduk. Kimse ses çıkarmadı. Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî'ye bildirdik. 'Hele bir de Arapça sorun.' dedi. Arapça bilenlerden biri tekrar Arapça sordu. Yine cevap gelmedi. Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî'ye bildirdik. 'Hele bir de Kürtçe sorun.' dedi. Bir kişi Kürtçe sordu. Yine ses çıkmayınca Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî, kendisi kalkıp cemaate 'Yemek yemeyen kimse kaldı mı?' diye ince bir sesle sordu...Akabinde cemaatten iki kişi hemen ayağa kalkarak hiç bilmediğimiz bir dille bağırmaya başladılar. Bunun üzerine Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî tebessüm ederek 'Bak işte, biz sizi arıyoruz; gelin bakalım, siz de yemeklerinizi yeyin, karnınızı doyurun.' dedi.