Seyda hazretleri ise sâdât-ı kirâm efendilerimizin yaz mevsiminde gittikleri Gadir köyünde bulunuyordu.
Ona haber göndermişler. Kasrik'e geldi. Gavs-ı Bilvânisi hazretleri kendisine “irşad” için talimat verecekti.
Neyse Gavs-ı Bilvânisi hazretleri, Seyda hazretlerini odasına çağırmış. Seyyid Abdülbâki hazretleri de o zaman Gavs-ı Bilvânisi hazretlerinin yanında duruyor...
Gavs-ı Bilvânisi hazretleri, Seyda hazretlerinde bulunan bir kitabı istiyor: sâdât-ı kirâm efendilerimizden Şeyh Fethullah Verkânisi hazretlerinin Adab-ı Fethullah adlı eseri. Eser Arapça...
Bu eseri, kütüphanesinden Seyda hazretlerine buldurdu. Seyda hazretleri,
- Âdâb-ı Fethullah adlı eseri, Gavs-ı Bilvânisi hazretlerinin önüne koyduk, diyor.
Gavsımız onu önüne oturtmuş, talimat verecek; Seyda hazretleri anlıyor ki, kendisine “halifelik” verilecektir.
Kurban, diyor. Bu vazifeyi ağabeyime ver. Seyda hazretleri diyor ki:
- O zaman Gavs hazretlerinin yüzünün rengi değişti, kızar gibi oldu ve,
- Muhammed Raşid! Sen bu işe karışma, dedi. Bu iş, senin işin değil! Bu, bizim de elimizde değil. Biz kimseye kendi isteğimizle bir yetki vermiyoruz. Bize ne emredilirse, vazife kime verilirse, onu sahibine veriyoruz, dedi.
Gavs-ı Bilvânisi hazretleri bu şekilde söyleyince, Seyda hazretleri bir şey diyemedi. Sonra da talimat aldı, “halife” oldu.