Bizim oralarda Molla Yasin diye biri vardı, Şeyh Muhammed Hafi'nin halifesiydi. Mürşidi Allah'ın rahmetine kavuşmuştu. "Şeyhim vefat etmiştir. Ben onun halifesiydim, bu yüzden ben de tövbe verebilirim" diyordu. Ayrıca Gavs hazretlerine de çok muhalefet ediyordu. "O da tövbe veriyor, ben de tövbe veriyorum" diyordu.
Bir gün Gavs'ın yanına gitmiş. Ama muhalefete gitmiş yani. Gavs sohbet ederken dinlemiyormuş. O da kendince bir köşede sohbet ediyormuş. Bunun üzerine Gavs hazretleri o mollayı çağırmış, sohbet etmiş. Ona demiş ki: "Hoca Yasin, Musa aleyhisselâm Kelimullah'tı. Allah ile konuştu. Zâhirî ilmi tamdı ama Allah'tan bâtınî ilim de istedi. Allah Teâlâ onu bâtın ilim öğrenmesi için Hızır aleyhisselâmın yanına gönderdi. Hızır aleyhisselâm, Musa aleyhisselâmdan işine karışmamasını istedi, eğer üç sefer işine karışırsa ayrılacaklarını söyledi. Musa aleyhisselâm dayanamadı onun işine karıştı. Üç sefer işine karışınca ayrıldılar, bu yüzden Hz. Musa, Hz. Hızır'dan bâtın ilmini öğrenemedi."
Bunu dinleyince Molla Yasin ağlamaya başlamış. Gavs hazretleri yine ona demiş ki: "Bâtin ilim bilmeyen mürşid, Peygamber ümmetinin hırsızıdır. Kimsenin ümmet-i Muhammed'in imanıyla oynamaya hakkı yoktur."
Yasin Hoca daha da ağlamış, sonra mübarekten tövbe almış. intisap etmiş. Gavs hazretleri az sohbet ederdi ama tesiri fazlaydı kurban. Bir de karşısındaki kişinin tam ihtiyacı olan ilacı verirdi. Hiç şaşmazdı yani.